Okuma Süresi 3 dk, Ayşe Ebru Kopal
Bir mağaraya girmek için neye ihtiyaç duyarız?
Birçoğumuz mağaramıza girdik. Sanki hepimizin ortak kararı bu! Canavarlaşan dünyadan kendimizi biraz da olsa izole etmek. Her şey ama her şey o kadar katılaştı ki gezegenin ruhuna dolaşacak alan kalmadı. İşte bu sebeple seçimlerimizi değiştirmek için mağaramıza kapandık ve şöyle bir seçim yapabileceğimizi gördük.

Kiminle gerçekten iletişim kurmak istersen onunla iletişim kur. Neye katkı olmak istiyorsan ona katkı ol. Neyin sana katkı sağladığını düşünüyorsan ona yönel. Bunu o kadar rahat yapabiliyor olduk ki… Her şey parmağımızın ucunda. Evet zaten doğallığında da her şey parmağımızın ucunda.
Her şey bizim o dairelere basmak isteyip istemememizde…
Peki biz ne yapıyorduk bunca zaman? İçine bizi alan dev bir dünyadaydık ve kaybolup gitmiştik. Kendimizden kilometrelerce uzaktaydık. Kendimize yakınlaştıkça neyi isteyip istemediğimizi gördük. Hangi düğmeye basıp neyi başlatmak istiyoruz bunu gördük… Çünkü bu süreçte kendi farkındalık alanımızı besliyoruz. Beslemeye de devam ediyor olacağız.
Ve hatırla:
Işığı bulmak için kalbe git. Işığımız olmazsa hazinelerimizi kaçırırız. Çünkü kalbi de ancak ve ancak ışıkla dolu bir zihinle anlayabiliriz.
Ve birbirimize dijital alanlardan seslenir olduk beş duyunun ötesinden. Seslendiğimiz alanların ne kadar eşit ve benzer olduğunu farkettiniz mi? Beş duyunun ötesinde sesi, dokuyu, tadı bırakıp hissetmeye doğru açılan bir kalp büyütmeye başladık.
Duygularımız daha da yüzeye çıktı. Duygularımızı duyumsar olduk. Cümlelerimiz olmasa, adımlarımız olmasa, bir şey yapmasak ölecekmişiz gibi olduk ama ölmedik. Adeta zihin duvarımız çöktü. Yapmam dediklerimizi yapar söylemem dediklerimizi söyler olduk. Şartlanma zincirlerimiz kırıldı. Koşul zincirlerimiz kırıldı. Tutsağı olduğumuz düşünceler bedenimizden taşıp bizleri bırakır oldu. Etki gücümüzü hissettik. Dünyaya olan etki gücümüzü farkettik ve dünya ananın bize olan etkisini.
Peki şimdi neler olacak?
Bilinmeyen bir alana geçiş yaptık. Ve bu bilinmezlikte ortak bilinçte şefkatle yönlendirenlerin rehberliğinde oyunumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Sadece zihnini karartanları seçme, zihnin aydınlığını kabul et ve o aydınlığa doğru yürümek için niyet et.
Çünkü hepimiz aydınlığa yürümek istiyoruz. Haydi sen de bize katıl..
Bir Cevap Yazın